Deniz seviyesinden çok yüksek, yürümesi çok zor. Ellerinde hiçbir şey yoktu. Herhangi bir şekilde poşet falan bulunmuyordu. Annem ile babam da görmüş, ‘bunlar çocukla buraya kadar mantara mı gelmiş’ demişler. Biz mantar toplamaya geldiklerini zannettik. Yoksa muhabbet ederdik. Köyde caminin yanında anne ile oğluyla konuşanlar olmuş, ‘nereye gidiyorsun’ diye sormuşlar. O da ‘ben Bozkurt’a gidiyorum, Bozkurt’a nasıl gidiliyor’ diye sormuş. Kadınlar da yolu tarif etmişler” dedi.
“KADINI KÖYDEN BİR ARAÇ ALDI…”
Köyde yaşayan Ayşe Sarıoğlan ise “Ben kendi kendime söyleniyordum, çocukla buraya neden mantar toplamaya gelmiş diye kadına kızıyordum. Nereli olduğunu bilmiyordum. Bizler, kadının kaybolduğu gece imama misafirliğe gitmiştik. Sohbet esnasında konuşuldu. ‘Köyden bir kadın ile çocuk geçti’ denildi. Hocanın hanımı, ‘Ayşe teyze bende gördüm onları, Bozkurt’u sordular bana, ben de ters yöndesin, geri dön’ dedim. Köyden geçerken görenler var. Ben balkondaydım, ana yol üzerinde gördüm” diye konuştu.
Öte yandan eşi Huriye Helvacı ile oğlu Osman’dan gelecek güzel haberi bekleyen baba Bayram Helvacı A Haber’e konuştu. Eşine seslenen ve geri dönmesi için çağrı yapan Bayram Helvacı, “18 yıllık evliyiz. Kaçmasını gerektirecek hiçbir şey yoktu. Acılı günlerimiz oldu her şeyi birlikte yaşadık. Sağlık sorunları vardı ama evi terk edecek kadar bir şey yaşamadık. Ufak sağlık sorunları dışında bir şey yoktu. Tek temennimiz bir yere sığınmaları. Doğada kaldılarsa yaşama şansları yok bu bölgede. 1 haftadır ne yiyip ne içiyorlar?


















