
Bank of America’nın ABD Hisse Stratejisi ve Kantitatif Strateji Başkanı Savita Subramanian, S&P 500 endeksinin mevcut değerlemeleriyle adeta “yeni risksiz getiri oranı” gibi fiyatlandığını söyledi. Subramanian’a göre, endeks 20 temel değerleme metriğinden 19’unda tarihsel ortalamaların üzerinde işlem görüyor. Bu durum yatırımcılar için ciddi bir ikilem yaratıyor.
Subramanian, özellikle dört önemli oranın — piyasa değeri/GSYH, fiyat/defter değeri, fiyat/faaliyet nakit akışı ve şirket değeri/satışlar — tüm zamanların en yüksek seviyelerine ulaştığını belirtti. Bu oranların yükselişi, klasik değerleme ölçütlerine göre piyasanın aşırı değerli olduğunu gösteriyor. Ancak Subramanian, geçmişle kıyaslamanın yanıltıcı olabileceğini ve günümüzdeki S&P 500 yapısının çok farklılaştığını vurguladı.
“Bu çarpanlarla hisse almak kötü hissettirebilir” diyen Subramanian, bu yüksek değerlemelerin iki şekilde çözülebileceğini belirtiyor: “İyi yollarla — satış, kâr ve GSYH patlaması — ya da kötü yollarla — fiyat düşüşü” Yani piyasa değerlemeleri ya büyümeyle uyumlu hale gelecek, ya da fiyatlar düşerek rasyonel seviyelere inecek.
S&P 500’ün bileşimi son 20-30 yılda önemli değişim geçirdi. Subramanian’a göre şirketler artık daha düşük borç/özsermaye oranına sahip ve bu durum piyasadaki riskleri azalttı. “Belki de bu yeni çarpanlara geçmişin ortalamaları yerine yeni normlar olarak bakmalıyız” diyen Subramanian, endeksin artık daha kaliteli, öngörülebilir ve dayanıklı bir yapıya sahip olduğunu belirtti.
Subramanian’a göre piyasa, çarpanların daha da genişlemesinden ziyade güçlü kâr artışıyla desteklenebilir. “Küresel olarak maliye politikası gevşek seyrediyor, Fed ise kârların hızlanması ortamında faiz indiriyor. Bu da EPS ve GSYH için bir büyüme patlamasına işaret edebilir” dedi.
Bu nedenle, mevcut yüksek değerlemeler geçmişten kopuk gibi görünse de, Subramanian’a göre bu durum piyasanın yapısal dönüşümünü ve potansiyel büyüme dinamiklerini yansıtıyor olabilir.


















