Dünyanın fevkalade önemli bir değişimden geçtiği dönemin başlangıcında olunduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yeni bir dünya kuruluyor. Bu dünyadaki bütün siyasi, ekonomik dengeler, yeryüzündeki küresel güç dengeleri yeniden şekilleniyor. Böyle bir ortamda tarihin, zamanın, stratejinin, coğrafyanın bize bahşettiği büyük bir lütufla karşı karşıyayız. Türk dünyası olarak Orta Asya’dan Kafkaslara, Anadolu’dan Balkanlar’a ve Avrupa’ya kadar uzanan bir coğrafyada, yaklaşık 300 milyonluk büyük bir milletin farklı kollarıyla birlikte bir arada olduğunu müşahede ediyoruz. Türk dünyası, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliğinin dağılma sürecine girmesiyle birlikte hızlı bir şekilde bağımsızlığını kazandı ve üstünden 30 yıla yakın bir süre geçti. Bu 30 yıl içerisinde gördüğümüz şudur. Türk devletleri, fevkalade ciddi şekilde milli kimliklerini kendi milli değerleri üzerinden yeniden inşa etti ve bağımsız ülkeler olarak uluslararası camiada yerlerini aldı.”
Kırgızistan’ın da güçlü bir şekilde uluslararası camiada yerini alan Türk devletlerinden birisi olduğunu dile getiren Kurtulmuş, “Şimdi önümüzdeki dönemde bu coğrafyada yer alan 300 milyonluk Türk dünyası, yeni dünyanın gelişen dengeleri içerisinde bizatihi kendisi yükselen bir yıldızdır, yükselen bir değerdir, önemli stratejik bir bölgedir. Gelişmekte olan yeni dünya dengeleri içerisinde bu 300 milyonluk Türk dünyasının; önemli bir merkez, önemli bir denge unsuru ve dünya barışını sağlayacak fevkalade değerli yeni bir coğrafya olarak ayağa kalktığını görüyoruz.” diye konuştu.
Kurtulmuş, bu coğrafyanın ayağa kalkmasında, Türk dünyasının ortak idealler etrafında buluşmasında ve ileriye doğru gitmesinde en büyük gücün ve kazanımın ise gençler olduğunu belirterek, “Gelecek, siz gençlerin omuzları üzerinde, sizin ufkunuzla şekillenecek. Çok daha güçlü bir geleceği inşallah hep beraber idrak edeceğiz.” dedi.
“DİLDE BİRLİĞİ SAĞLAMAK MECBURİYETİNDEYİZ”
Türk dünyasının güçlü olabilmesi için bugünden çok ciddi şekilde hazırlıkların gerçekleştirilmesi gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, “Günümüz dünyasının olağanüstü rekabet ortamında, bu rekabete dayanabilmek, bu rekabette öne geçebilmek için tek tek gençlerimizin, milletlerimizin güçlü olması lazım.” ifadesini kullandı.
Gaspıralı İsmail’in “Dilde, işte, fikirde birlik” sözünü aktaran Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“Önce dilde birliği sağlamak mecburiyetindeyiz. Bunun için gerçekleşen çalışmaları takdirle takip ediyoruz. Ortak bir alfabenin kabul edilmesi, ayrıca ortak tarih ve kültür çalışmalarının gerçekleştirilmiş olması, dilde birliği sağlamanın en önemli araçlarından birisidir.
Türkçede dil, sadece konuştuğumuz; lisandan, etten ibaret bir araç değildir, harflerden cümlelerden ibaret bir araç değildir. Dil ehli derken aslında gönül ehlini kastediyoruz demektir. Dil, gönülden anlaşmanın, gönülden kucaklaşmanın da en önemli aracıdır. Onun için öncelikle dilde birliği sağlamak, bu amaçla çabalarımızı yoğunlaştırmak zorundayız.
Dilde birliği sağlamadan, fikirde birliğin gerçekleşmesi mümkün değildir. Dilleri bir olmayan, yani gönülleri birbirine yakınlaşmayan toplulukların aynı ortak hedefe yürümesi, aynı fikrin etrafında bütünleşmesi mümkün olmaz. Dolayısıyla fikirde birliği sağlamanın olmazsa olmaz şartı, dilde birliği sağlamaktır. Fikirde birliği sağlamak da yetmez. Hepimiz ortak fikirlere, ortak anlayışlara sahip olabiliriz ama ortak eyleme sahip değilsek sonuç almamız da mümkün değildir. Türk dünyasının gençleri, dilde, fikirde ve işte birliği sağlayabilir ve bu çerçevede müşterek hedefler, müşterek projeler etrafında yoğunlaşırsa alacağımız yol kısalacak, gerçekleştireceğimiz hedefleri çok daha yakın bir vakitte gerçekleştirmiş olacağız.”