Günlük yaşamda teknolojiyle kurulan yoğun temasın artması, son dönemlerde yeni davranışsal durumların ortaya çıkmasına neden oluyor. Özellikle akıllı telefonların hayatın merkezine yerleşmesiyle birlikte “Hayalet Titreşim Sendromu” olarak adlandırılan durum sıkça yaşanmaya başladı.

Bu sendrom, telefon çalmadığı hâlde titreşim olmuş gibi hissetme veya zil sesi duymuş gibi algılama şeklinde tanımlanıyor. Bankacılık işlemlerinden iletişime, iş takibinden eğlenceye kadar pek çok ihtiyacın telefondan karşılanması, bireylerin gün içinde sık sık bildirim beklemesine yol açıyor. Bu sürekli beklenti hali ise beyni “sürekli uyarıcı arama” durumuna sokarak, hayalet titreşim hissinin daha sık yaşanmasına neden olabiliyor. Telefonun gün içinde daha az ulaşılabilir bir yerde tutulması veya teknolojiden kısa süreli uzaklaşmalar bu hissi azaltmada etkili olabiliyor.

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Uzman Psikolog Dilruba Işın, günlük yaşantıda telefonun çok amaçlı kullanıldığını belirterek, “Teknoloji kullanımının artmasıyla birlikte ‘Hayalet Titreşim Sendromu’ adı verilen yeni bir davranışsal durum yaygınlaşmaya başladı. Telefon çalmadığı halde titreşim olmuş ya da zil sesi gelmiş gibi hissetme durumu giderek daha fazla kişide görülüyor” dedi.


















