Toprağa kök salan kadınlar – Cumartesi Sabah Haberleri

spot_img


Birleşmiş Milletler (BM), 2008 yılından bu yana çiftçi kadınların tarımsal üretimde, kırsal kalkınmada ve gıda güvenliğinin sağlanmasında üstlendiği kritik rolü görünür kılmak amacıyla her yıl 15 Ekim’de Dünya Çiftçi Kadınlar Günü’nü kutluyor. Biz de bugün sebebiyle Türkiye İş Bankası’nın desteklediği kadınlardan bazılarıyla bir araya gelip sohbet etme imkanı bulduk. Kamile Kıvrak; drone’a çobanlık yaptırıp keçi sürüsünü koruyor. Rahime Yüksel, kadınları bir kooperatif çatısı altında birleştirip Osmaniye’de yetiştirdikleri ürünleri tüketiciye direkt ulaştırıyor.

Tarlasında yetişen yer fıstığını çikolatayla birleştirip market raflarında uluslararası o meşhur markayla yarışa giren ürünler üretiyor… Peki Nezahat Cansu Bulan’a ne demeli? Köyde “Ben çiftçi olmayacağım” diye büyürken yurt dışında tarıma ve çiftçiye verilen önemi görür. Balıkesir’e, köyü Gömeç’e dönüp “Şehre göç etmeyeceğim, Çocuklarım köyde büyüyecek” diyerek zeytinyağı üretiminde ödül alacak kaliteyi yakalar. İşte size Antalya Elmalı, Osmaniye Düziçi ve Balıkesir Gömeç’ten üç inatçı kadın hikayesi…

Rahime Yüksel

GENÇLER SİSTEMİN ROBOTU OLMAYIN KENDİ YOLUNUZU ÇİZİN


Osmaniye’de 2021’de kurucusu olduğu Düziçi Kadın Kooperatifi ile bir başarı hikayesi yazdı Rahime Yüksel… Yedi kadınla çıktığı yolda bugün 300 kadına fayda sağlayan kooperatifte, hem kendi hayatını hem de köyündeki kadınların geleceğini yeniden inşa ediyor. “Osmaniye’nin Düziçi ilçesinde yaşıyorum. Babam ayakkabıcılıkla uğraşıyordu. Ben meslek olarak tarımı seçtim. Hayvancılıkla uğraştım, çobanlık yaptım. Evlendikten sonra buna devam ettim. Şu an ahırımda 13 büyükbaş hayvanım var. Süt, peynir, yağ üretiyoruz ama yağı sadece yağ olarak satmayıp onu geliştirerek farklı formlarda ürünler geliştirdim. Mesela yerfıstığından çikolatalı bir ürün geliştirip internetten satışına başladık. Bu noktada tabii ki İş Bankası’nın bizi satışlar için buluşturduğu iş ortakları da tüketiciyle buluşmamızı kolaylaştırdı.

KIZIM DA BENİM YOLUMDA

Çok büyük geçim sıkıntısı yaşadım. O zaman çok dua ettim, ‘Allahım bana bir kapı aç, benim gibi evine ekmek götürmeye çalışan kadınlara yardım edeyim’ diye. Duam kabul oldu, yedi kişiyle kurduğum kooperatif bugün 300 kadına ulaştı. Biri kız, üç çocuğum var. Kızım da benim yolumdan devam ediyor. Mine Sena gıda mühendisliği okuyor. Hedefi de yerelde kadına destek olup üretici olmak. İlla üniversiteye gireceğim diye yıllarını veren gençlere seslenmek istiyorum. Mezun olunca sizi işe alacak olan kapıda mı bekliyor? Mezun olup boş kalan pek çok insan var. Hayata atılmak için çok geç kalıyorlar. Gelin üretimimize katılın. Pandemide ne gördük? Gıdasız olmaz! Herkes kendi bölgesinde tarım ve ona bağlı farklı sektörlerin üretiminde rol alın. Sistemin robotu olmaktansa kendi yolunuzu çizin.”


Nezahat Cansu Bulan

TOPRAĞIMIZA SAHİP ÇIKMALIYIZ


“Balıkesir Göcekliyim. Köyümde zeytin çiftçiliği yapıyorum. Genelde insanlar köyden kaçmak ister. Ben de böyle düşünüyordum. Tarım deyince gözünüzde ne canlanır? Elleri kurumuş yaşlı kadın! Ben de bu örnekleri içinde büyüdüm. Biz atadan çiftçilik yapan bir aileyiz. Ancak ne zaman İspanya’ya gittim fikrim değişti. Valencia Teknik Üniversitesi’nde bir Erasmus programına katıldım. Orada çiftçiliğin bizdeki gibi olmadığını, farklı şekilde de icra edilebileceğini gördüm. İnsanların kendi hayatlarından ödün vermeden, markalar yaratılarak güzel gelir elde edilebildiğine şahitlik ettim. Ülkeme döner dönmez babamın karşısına dikildim ve ‘Ben çiftçi olacağım’ dedim. O da işimizi devam ettirmemi çok istiyordu. Özel sektörde deneyim kazandıktan sonra KOSGEB’in ‘Kadın Girişimcilik Kursu’ ilanını gördüm. Daha sonra babamın karşısına dikildim: ‘Bana iki ton zeytinyağı ödünç ver. Ben denemek istiyorum.’ Ama üretim tesisimiz yok. Eşim Cüneyt hep bana destek oldu.

‘Babanın böyle bir işi varken sen mutlaka devam ettirmelisin’ dedi. Onun da rızasıyla düğün takılarını bozdurduk. Evin salonunda zeytinyağını şişelere doldurup eşe dosta, arkadaşlara göndermeye başladık. Dört sene birikim yaptık ve Avrupa Birliği’nin ‘Kırsal Kalkınma Hibe Desteği’ne başvurdum. Gelen 500 bin Euro hibe desteğiyle beraber kendi zeytin ve zeytinyağı işleme tesisini projelendirdim. Makine Mühendisi olmam işlerimi çok kolaylaştırdı. 2020’de senesinde Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’den ‘Sıfır Atıkla Üretim’ yaptığım için ödül aldım. Sosyal medyanın da etkisiyle markamız tanınmaya, işlerimiz rayına girmeye başladı. Daha başta bana inanmayan insanlar tesisimizi gezmeye geldi. Yanlarında getirdikleri kızlarına beni gösterip ‘Okuyup onun gibi olabilirsin’ demeye başladılar. Benim başarı hikayem, insanların köyden göçmesine bir nebze engel olursa çok sevinirim. Herkes kendi toprağına sahip çıkmalı.”


Kamile Kıvrak

DRONE’A ÇOBANLIK YAPMAYI ÖĞRETTİ!


Keçiler bilirsiniz beslenmek için hiç tahmin edilmeyecek yerlere gider, sarp tepelere tırmanırlar. Antalya’nın Elmalı ilçesinde çobanlık yapan yörük Kamile Kıvrak’ın da keçi sürüsüyle başı der0ttedir. 60 keçi ile başlayan yetiştiricilik yolculuğuna başlayan Kıvrak bugün 200 küçükbaştan oluşan bir sürüye sahip… Kimi zaman kaybolan, kimi zaman dönmeyen, kimi zaman da atasözümüzde olduğu gibi sürüden ayrılanı kurtların kapmasından dertlidir. Yetmez gibi bir keresinde oğluna emanet ettiği keçilerden 6-7 tanesi kaybolur. Kar, çamur, yağmur demeden keçilerin peşine düşer ama nafile… Pek etmeye niyeti yoktur yörük kadınının. Belediye başkanını arar ve düğünleri çeken drone’la keçilerinin aranmasını ister ve keçiler yine bulunamaz. İş başa düşmüştür, oğlunu Antalya’ya yollayarak drone aldırır.

Nasıl kullanacağını internet videolarından öğrenir. “Başlarda kolay olmadı ama artık çok işime yarıyor” diyen Kıvrak, “Keçiler drone sesinden ürküyor ve koşarak yerlerine dönüyor. Hem kurdu kaçırmak hem de davarları korumak için çok faydası var. Kurtlar olmasa keçilerim kendileri giderler, karınları doyduğunda geri dönerler. Çobana gerek kalmaz aslında. Ama kurtlardan dolayı biraz sıkıntılıyız. Şimdi peşini bırakamıyoruz. Mecbur bir drone ile yolun başında olmak zorundayız” diyor. Aynı zamanda serada da çalışmalar yürüten yörük Kamile Kıvrak, keçilerinin bakımına büyük önem veriyor. “Bir insan bebeğine nasıl bakar, ben de keçilerime böyle bakıyorum. Doğumlarında yanlarındayım, aşılamalarda onlarlayım, aşı bilgisini gösteren küpelerini bizzat ben takıyorum” diyen Kamile Kıvrak, “Bir kadının başaramayacağı iş yoktur, yeter ki istesin” ifadelerini kullandı.



Source link

spot_img

benzer haberler

spot_img