2016 yılında Donald J. Trump’ın ABD başkanlık koltuğuna oturması, yalnızca bir popülist isyan değil; Amerika’da kök salmış sistemsel bir yeniden yapılanmanın işaret fişeğiydi. Bu yükselişin arkasında, görünürdeki seçim kampanyasının çok ötesine uzanan bir ideolojik, teknolojik ve stratejik örgü bulunuyor. Bu yapı, eski muhafazakâr elitlerin yerini alan; veriyle konuşan, yapay zekâyı kullanan ve demokrasiyi yeniden tanımlamak isteyen yeni sağcı teknokratlar ve Silicon Valley destekli stratejistler tarafından şekillendiriliyor. Başlarında ise bir isim öne çıkıyor: Peter Thiel.
DEVLETİN YENİDEN KODLANMASI
Trump’ı iktidara taşıyan güçlerin merkezinde Palantir Technologies’in kurucusu Peter Thiel yer alıyor. Thiel yalnızca bir teknoloji yatırımcısı değil; aynı zamanda derin devlet yapısını veriyle kontrol altına almaya çalışan bir stratejisttir. 2003’te kurduğu Palantir, CIA’in yatırım kolu In-Q-Tel tarafından finanse edildi. Bugün ise ABD ordusu, istihbarat teşkilatları, İç Güvenlik Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı, verilerini işlemek için bu şirkete bağımlı. Palantir yalnızca “veri işleyen” bir yazılım değil; devletin dijital zekâsıdır. “Demokrasi artık işlemez. Rekabet değil, egemenlik kazanır.” – Peter Thiel, 2009 Thiel’e göre devlet kurumları hantaldır. Geleceği seçilmiş yöneticiler değil, algoritmaları yazan elit teknoloji sınıfı belirlemelidir.
TRUMP’IN SEÇİM STRATEJİSİ
Trump’ın 2016 kampanyası bir populizm patlaması gibi görünse de arka planda son derece sofistike bir veri analiz altyapısı inşa edildi. Başta Thiel’in desteklediği veri mühendisleri, Jared Kushner liderliğinde çalışarak şunları yaptı:
Seçmenler psikografik olarak haritalandı.
Salıncak eyaletlerde mikro-hedefleme uygulandı.
Sosyal medyada algoritmik manipülasyonla duygu akışları yönlendirildi. Bu sistem, geleneksel cumhuriyetçi kadroların anlamlandıramadığı yeni bir modeldi: “veriyle kazanılan iktidar.”
YENİ SAĞCI TEKNOKRATLAR
Trump’ı iktidara taşıyan güçler seçimden sonra geri çekilmedi. Aksine 2020 sonrası Trump sonrası dönemi dizayn edecek kadroları yetiştirmeye başladı. Bu kadroların en önemlileri başta bugünün ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance oldu.
J.D. Vance
Hillbilly Elegy kitabının yazarı
Yoksul beyaz Amerikalıların kültürel temsilcisi
2022’de Ohio’dan senatör seçildi
Göç karşıtı, NATO eleştirmeni, kültürel milliyetçi
Blake Masters
Thiel’in eski yardımcısı
Zero to One kitabının ortak yazarı
Arizona’da senato adayı oldu
Teknoloji odaklı bir muhafazakâr elitizmin savunucusu Bu yeni kuşak isimler, partinin yönünü Trumpizm’den “Thielizm”e çevirmeye başladı. Thiel’in Zero to One adlı kitabı bir girişimcilik metni gibi görünse de aslında bir politik egemenlik doktrinidir. Kitaptaki başlıca tezler:
Rekabet kötüdür; monopol iyidir
Demokrasi verimsizdir; elitler yönetsin
Yenilik, yalnızca “gizli gerçekleri bilenler” tarafından yapılır
Gelecek, kod yazanların elindedir Bu fikirler, Cumhuriyetçi Parti’nin klasik değerlerinden sapmayı temsil eder. Amaç, “Amerikan sağını dijital egemenliğe sahip elitler eliyle yeniden kurmaktır.”
Biyopolitik Egemenliğin Yeni Cephesi Thiel’in yatırımları sadece veriyle sınırlı değil. Aynı zamanda ölümsüzlük teknolojileri, genç kan tedavileri, genetik düzenlemeler ve kriyojenik dondurma gibi post-insani projelere milyonlarca dolar yatırım yaptı. Palantir ile sağlık verilerini kontrol eden Thiel, bu alandaki biyopolitik egemenliği de elinde tutmak istiyor. Hedef: “İnsanın biyolojik sınırlarını veri ve teknoloji ile aşmak.” Bu yaklaşım, liberal sağlığın ötesinde bir yeni düzen mühendisliği anlamına geliyor.
Trump ve Thiel Hattının Mücadelesi Thiel ve desteklediği yeni sağ kanat, ABD’nin geleneksel istihbarat yapılarıyla çatışma içinde.
CIA ve NSA gibi kurumların “eski düzenin koruyucuları” olduğunu düşünüyorlar
FBI, DOJ ve hatta Pentagon içindeki unsurları “Trump’a karşı darbe planlamakla” suçluyorlar
Bu yüzden alternatif istihbarat ve analiz kurumları (Palantir, private contractors) oluşturuyorlar. Trump’ın sıkça kullandığı ifade şuydu: “Derin devlet benimle değil, halkla savaşıyor.”
Trump Sonrası Plan: Teknokratik Milliyetçilik Thiel ve onun yetiştirdiği kadrolar, Trump sonrası dönemi şekillendirmek için çalışıyor. Hedef, sadece Trump’ı desteklemek değil; Trumpizmi kalıcı hale getirecek dijital altyapıyı kurmak. Stratejik Hedefler Ulusal üretim ve tedarik zinciri egemenliğiGöçmen akınlarına dijital duvarSağlık sisteminde biyometrik kontrolDijital para sistemleriyle finansal milliyetçilikKültürel içeriklerde sansür karşıtı ama yönlendirici yapı.
ABD’DE DERİN YENİDEN YAPILANMA
Trump’ı iktidara taşıyan güçler, sadece bir seçim kazandırmakla kalmadı. Onlar, Amerikan sistemini yeniden tanımlamaya çalışan bir paradigma değişimi inşa ediyor. Peter Thiel’in aklı, Palantir’in verisi, Vance ve Masters gibi figürlerin diliyle birleşerek yeni bir muhafazakârlık modeli kuruldu: “Veriyle donanmış, egemenlik odaklı, anti-liberal bir sağ.” Bu yapı, yalnızca seçim kazanmak değil; geleceğin devletini kurmak istiyor.