Türk futbolundaki bahis, hakem, kaleci üçgeni şaka mı?

spot_img


Düşünsenize… Futbolcu kendi maçına bahis oynamış, kötü oynarsa para kazanıyor. Hakem kart çıkarırken oran hesaplıyor, kaleci penaltıda “Bu yöne mi atsak daha fazla kazandırır?” diye düşünüyor. Komedi dizisi gibi ama maalesef senaryo değil. Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu‘nun açıklamasıyla “gerçek” oldu. 371 hakemin bahis hesabı bulundu, 152’si aktif bahis oynuyor. Yani sahada düdük çalanlar, aynı zamanda kupon yapanlar.

Bahis soruşturması büyüyor: artık futbolcular da oyunda. TFF, sadece hakemlerle yetinmedi; 3700 futbolcu da inceleme altında.

Demek ki bazı futbolcuların kaleye şut çekmemesinin nedeni sadece formsuzluk değilmiş, belki de “alt” oynamışlardır, bilemeyiz. Futbol artık 90 dakika değil, tam bir “bahis süresi.”

KULÜPLER NE DİYOR?

Beşiktaş, “Bu çalışma temiz futbol için bir milat olabilir” dedi.

Umarız “milat” derken yeni bir bahis platformunun adı değildir.

Fenerbahçe, “Bu iddialar tüm futbol ailesini ilgilendiriyor” açıklamasını yaptı.

Doğru, çünkü aile büyükleri de artık kupondan sorumlu. Başkan Saadettin Saran, “Haklılığımız ortaya çıkıyor” dedi.

Gerçekten de, “biz söylemiştik” demek futbolun yeni VAR kararı gibi: Geç geliyor ama geliyor. Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, destek mesajını verirken “İsimler şeffaf biçimde açıklansın” dedi. Ne güzel olurdu değil mi? Trabzonspor ise en sert açıklamayı yaptı: “Uzun süredir dile getirdiğimiz yapısal çürümenin boyutu ortaya çıkmıştır.”

Demek ki sadece saha değil, kuponlar da çürümüş.

İsimler açıklandı ama kimse kabul etmiyor. Neden etsin? TFF, 152 hakemi Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’na sevk etti. Ama tahmin edin ne oldu? Kimse kabul etmiyor! Mesela Süper Lig hakemi Zorbay Küçük, “Ben oynamadım, bilgilerim çalındı” dedi. Klasik… Türk futbolunda “Kırmızı kartı yanlışlıkla verdim”den sonra en sık duyulan cümle: “Ben yapmadım, hesabımı biri ele geçirmiş.”

Ama ben yine de Küçük’ün yönettiği maçları bir daha izleyeceğim. Belki o şaibeli korner kararının arkasında canlı bahis oranı vardı, kim bilir?

Bir zamanlar hakem hataları “insanlık hali”ydi. Şimdi ise belki de “bahis hali”.

Türk futbolu bir kara mizah hikayesi gibi:

Bir yanda “temiz futbol” açıklamaları, diğer yanda “temiz kuponlar”. Gerçekten insan düşünmeden edemiyor: Belki de artık her maç öncesi istatistiklerle birlikte şu bilgi de paylaşılmalı: “Bu maçta görevli hakemlerin oran geçmişi.”

Şaka bir yana bu çürümüşlüğün içinde herkes en ağır şekilde cezasını almalı.


ŞAHİKA‘DAN ‘DALDIN DA NE OLDU’ DİYENLERE CEVAP!

Şahika Ercümen, adını Türkiye spor tarihine altın harflerle yazdıran ender kadın sporculardan biri.

En son “Gazze nefes alsın, karanlıklar aydınlığa çıksın” sloganıyla gerçekleştirdiği dalışta, değişken ağırlık paletsiz kategorisinde 107 metreye 3 dakika 21 saniyede inerek kendi 106 metrelik dünya rekorunu kırdı.

Ercümen’in başarısını tebrik ederken ona hepimizin nefesini tuttuğu iniş anını ve gelen yorumları sordum.

O da çok samimi bir şekilde cevapladı:

“İniş, dışarıdan bakıldığında çok korkutucu görünüyor. 107 metreye indin, orada ciğerlerin patlamıyor mu, kulağın patlamıyor mu, ya kalp krizi geçirirsen nasıl çıkacaksın falan o kadar enteresan sorular geldi ki. Tabii ki bu bir spor ve olimpiyat komitesi tarafından tanınmış bir spor branşı yani tehlike barındırmıyor. Bu çok fizyolojik bir şey aslında. İnsan bedeni yunus ve balinalarda olduğu gibi fizyolojik değişimlere, adaptasyonlara sahip, siz dalmaya başlayınca, basınç arttığı için hacim küçülmeye başlıyor. O yüzden akciğerleriniz küçülüyor, nabzınız yavaşlıyor. Daha çok bir su canlısına dönüşüyorsunuz. Bu da iyi bir şey. Yani sizin daha az oksijen harcamanızı, nefesinizi daha uzun tutabilmenizi sağlıyor. Yani fizyolojik çok küçük bir değişim. Kocaman bir ekip, güvenlik ekibi, vinç sistemleri, hakemler, sualtı kameraları her şeye çok hakimiz.

HAYATİ TEHLİKE YOK

Yani orada başıma gelebilecek şeyler emin olun şurada sokakta yürürken başıma geleceklerden daha az. Hafif bir baygınlık geçirme olasılığına karşı sağlık ekipleri orada zaten. Yani hayati bir tehlikesi asla yok. Ben bunu bir spor olarak güvenlik sınırları çerçevesinde yapıyorum. Başlarda etkileniyordum o kötü yorumlardan ama insanların bu kadar hadsiz olabileceğini düşünmüyordum. Mesela şu an kırdığım rekorda bile “Ee kime faydası var, daldın da ne oldu” diyen bile olabilir. Çok cahil olduğumuzu gördüm ki, halka mal olup veya ortada işte daha çok insana erişmeye başlayınca bu yorumlara maruz kalıyorsun. Artık etkilenmiyorum, yaptığım işin doğru olduğunu, son nefesime kadar çalıştığımı biliyorum. Hem ülkeme hem dünyaya iyi bir hizmet edeceğini biliyorum. Hiçbir fikri olmayan bir insanın yorumu, yani iç sesi gibi bir şey olmaya başlıyor onun. O yüzden benim için etkisizleşiyor.”



Source link

spot_img

benzer haberler

spot_img