Türk siyasetinin kara deliği – YAVUZ DONAT

spot_img


Aslında… Bu yazıyı günler önce yazacaktık… Ama araya başka konular girdi… Iğdır notları… Alanya, Antalya gözlemleri… Recai Kutan’ın vefatı.

Ve… Kara delik gecikti, bugüne kaldı.

Siyasetimizin kara deliği çok… Hangi birini sayalım?

Sonuncusu… Biliyorsunuz… CHP Genel Başkanı Özgür Özel‘in özel hayatı.

Fakat dilerseniz, makarayı biraz geriye saralım… İsmet İnönü… Adnan Menderes… Süleyman Demirel… Turgut Özal’lı yıllara.

***


Devlet adamlığı budur

Adnan Menderes‘in başbakanlık yaptığı yıllar… İsmet İnönü, CHP Genel Başkanı.

Ulus Gazetesi… CHP’nin yayın organı.

Nihat Erim… CHP Genel Sekreter Yardımcısı… Gazeteden sorumlu.

Bir gün… Nihat Erim, elinde bir dosya, İsmet İnönü’nün odasına girer:

– Paşam… Başbakan Menderes’in özel hayatıyla ilgili bir haber var… Gazetede yayımlanması için izninizi rica ediyoruz.

Ve… Haberin ayrıntılarını anlatır.

İsmet İnönü, tepki gösterir:

– Yayımlamayın… Bu dosyayı çöpe atın… Adnan Bey, bizim siyasi rakibimizdir… Ama… Onun özel hayatını kurcalamak siyaset yapmak değildir.

Konuyu özetleyerek yazdık… Ayrıntı… Kadın adı vermeden.

Olayı… Altan Öymen Ağabey çok iyi bilir… Kitabında yazdı.

Yakın siyasi tarih üzerinde araştırmaları/çalışmaları olan Cemil Çiçek de bilir.

***


Men dakka dukka

Yaygın bir sözdür… “Eden bulur” anlamında… “Kapı çalanın kapısı çalınır.”

İsmet İnönü’nün kirli bir mendil gibi fırlatıp attığı özel hayat dosyası, daha sonra işportaya düştü.

Darbe… 27 Mayıs 1960… Yassıada mahkemesi… Başsavcı dava açtı.

“Bebek davası.”

İddialar… Şahitler… Adnan Menderes’i küçük düşürmek için her şey yapıldı.

Ama… Kader… Men dakka dukka.

Başsavcının ilişkisi vardı… Başbakan Menderes’in telefonunu dinlemekle görevli kadınla.

Dönemin parlak gazetecisi… Barlas Küntay… Başsavcının ilişkisini ortaya çıkardı… Manşet.

Küntay… Sonra siyasete girdi… Türkiye’nin en genç milletvekili oldu… Ardından en genç senatörü.

Turizm ve Tanıtma Bakanlığı yaptı.

Oğlu Profesör Burak Küntay… Televizyonlarda görüyor/izliyor olmalısınız.

***


Manşetteki çamur

Nazmiye Demirel… Başbakan Süleyman Demirel’in eşi… Saygın bir hanımefendi.

Ona bile çamur atıldı… İftira.

Süleyman Demirel, siyasi hayatı boyunca hiçbir gazeteyi, gazeteciyi mahkemeye vermedi… Tek istisnası var.

“Namusumla… İffetimle oynandı” dedi ve gazeteyi… Gazeteye manşet yapılan iftirayı yazan gazeteciyi mahkemeye verdi.

***


Özal’ın ‘olmayan’ dosyası

Askeri darbe… 12 Eylül 1980… Siyaset tatilde.

1983… Demokrasiye dönüş… Partiler kuruldu.

Turgut Özal… Anavatan Partisi Genel Başkanı… Çalışmaya koyuldu.

Ve… Sağda, solda bir laf dolaşmaya başladı: “Özal’ın dosyası var… Konsey (Darbeyi yapan Milli Güvenlik Konseyi) Özal’ın milletvekili adaylığını veto edecek.”

Laf hızla yayıldı… Turgut Özal, öfkelendi… Ama yapacağı bir şey de yoktu.

Asılsız iddiayı yayan da siyasetin içindeki isimlerdi… Özal’ın/Anavatan Partisi’nin tırmanışından rahatsızlık duyanlar… Anlı şanlı kişiler.

O dönemde… Tercüman Gazetesi‘nde bir yazı yazdım… Arşivler yalan söylemez… Başka yazan da olmadı.

Yazdığım… Özetle şuydu:

“Turgut Özal, Devlet Planlama Teşkilatı Başkanlığı yaptı… Başbakanlık Müsteşarlığı yaptı… Başbakan Yardımcılığı yaptı… O dönemlerde dosyası yoktu da şimdi siyasi parti kurunca mı ortaya çıktı? Ayıptır…”

Yazının yayımlandığı gün Özal telefon etti… Kavaklıdere‘deki ANAP Genel Merkezi‘nde buluştuk… Çay içtik… Teşekkür etti.

Anavatan Partisi’nin hayatta olan kurucuları bu olayı çok iyi bilirler.

***


‘Raporlu’ yalan

Necdet Üruğ… Orgeneral… Genelkurmay Başkanı.

Emel Sayın… Marka… Yılların sanatçısı.

Dönem… Susurluk olayının yaşandığı dönem… Uzun hikâye.

Olaydan sonra… Bir rapor yazıldı… MİT raporu… Mafyapolis- kamu görevlileri ilişkileri üzerine.

Raporda… Genelkurmay Başkanı Necdet Üruğ ile sanatçı Emel Sayın’ın ilişkisi olduğu… İstanbul’da bir otelde buluştukları anlatılıyordu.

Yalanın kuyruklusu… İftiranın daniskası… Ortalık karıştı.

Konu… Yargıya taşındı.

Çirkin siyaset… İftira… Necdet Üruğ’un üzerinden hesaplaşmalar… Bel altı vuruşlar… Ayak oyunları.

Tam bir kara delik olayı.

***


Çamur denizinde sörf

Özgür Özel, CHP Genel Başkanı seçilince…

“Cumhurbaşkanlığı makamına saygıda kusur etmeyeceğini” söyleyince…

Külliye’ye… Erdoğan’ı ziyarete gidince…

Meclis’in yeni yasama yılı açılışında Cumhurbaşkanı salona girdiği zaman, ayağa kalkarak saygı gösterince…

Çamurlu çarklar işlemeye başladı… “Genel Başkan’ın özel hayatı.”

Çamuru seven… Çamurdan beslenen çok… Geç klavyenin başına, köpürt köpürtebildiğin kadar.

Bre insafsızlar! Bre vicdansızlar!

Dün göklere çıkardığınız Özgür Özel, Cumhurbaşkanı ile konuşunca… Yumuşama/ normalleşme süreci başlayınca… Makama saygı için ayağa kalkınca mı “tu kaka” oluverdi?

Üstelik… Çirkin çarkın başındaki kişi de bir kadın. Hem de CHP’li bir kadın… Çamur deryasının usta yüzücüsü.

***


Artık yeter!

Bitmedi… Kara delik olayı çok… Yazsak günlerce sürer.

Türk siyaseti yıllarca kara deliklerle yıpratıldı… Kirletildi… Artık yeter.

Kumpaslarla… Kasetlerle… Lider devirmeler… Milletvekillerini istifa ettirmeler… Çirkinlikler…

Türkiye’ye, Türk siyasetine yakışmıyor… Yeter!



Source link

spot_img

benzer haberler

spot_img