Son dönemlerde sosyal medya platformlarında önümüze çeşitli videolar düşmekte. Genelde yabancı fenomenlerin çektiği bu videoların ana konusu ülkemizin pek de güvenli bir ter olmadığı yönünde. Yaz mevsiminde ve turizmin pik yaptığı bir dönemde bu tarz videolar sizce de garip değil mi?
Örneğin Güney Koreli bir sosyal medya fenomeni 15 gün içinde tam dört defa Türkiye’de tacize uğradığına yönelik video çekti. Videolar sosyal medyada hızla yayıldı.
Bir başka yabancı sosyal medya fenomeninin paylaşımında ise Türk milleti hırsız olarak lanse ediliyor. Çantasını korumak için bacağına dolayan ve sürekli tedirgin hareketler yapan fenomen, video boyunca Türkiye’yi güvensiz göstermek için olağanüstü bir oyunculuk performansı sergiliyor.
DİJİTAL ORTAMDA KARA PROPAGANDA
Dünyanın ekonomik bir darboğazda olduğu bir süreçte, fiyatları bahane eden fenomenler, ülkemizin çok pahalı olduğu algısına hizmet eden videolar çekiyorlar. Ve turistlerin olası seyahat rotalarına Türkiye’ye eklememesi yönünde tavsiyede bulunuyorlar.
Yine sosyal medyada sıkça karşımıza çıkan bir başka videoda ise ülkemizin temiz olmadığına yönelik bir içerik bulunuyor. Dünyanın herhangi bir ülkesinin herhangi bir sokağında bulunabilecek bir çöp birikintisini, olağanüstü bir çöp yığınıymış gibi kameraya alan yabancı fenomen, iğrenç bir kara propagandaya imza atıyor. Oysa istatistikler bunun tam tersini söylüyor. Gelin şimdi uluslararası kuruluşların hazırladığı raporlara bakalım.
Prof. Dr. Ali Murat Kırık / Adli Bilişim Uzmanı
ETKİ AJANLIĞIYLA TURİZM GELİRLERİ BALTALANIYOR
Yaz aylarının gelmesiyle birlikte Türkiye, yine milyonlarca yerli ve yabancı turiste ev sahipliği yapmaya başladı. Sahip olduğu doğal güzellikleri, tarihi mirası, konaklama kalitesi ve misafirperverliğiyle Türkiye, yıllardır dünyanın en çok tercih edilen turizm noktalarından biri. Ancak ne yazık ki son dönemde sosyal medya üzerinden organize şekilde yürütülen bazı karalama kampanyaları dikkat çekiyor. Özellikle bazı sosyal medya fenomenleri ve içerik üreticileri, otel hizmetlerinden memnun kalmadıklarını, eşyalarının çalındığını ya da tacize uğradıklarını iddia eden içerikler paylaşarak Türkiye’yi güvenilmez bir destinasyon gibi göstermeye çalışıyor. Bu paylaşımlar gerçek olsa dahi tüm ülkeye mal edilemeyecek münferit olaylar üzerinden kasıtlı bir algı oluşturulmaya çalışıldığı açıkça görülüyor.
ÖNYARGILARI KÖRÜKLÜYORLAR
Asıl dikkat çekici olan ise bu içeriklerin sadece bireysel deneyim aktarımıyla sınırlı kalmayıp Türkiye’nin imajına yönelik sistematik bir yıpratma diline dönüşmesi. ‘Etki ajanlığı’ olarak da adlandırabileceğimiz bu söylemler, ülkenin turizm gelirlerini ve uluslararası itibarı hedef alıyor. Bu kişiler, Türkiye’nin misafirperverlik kültürünü hiçe sayarak, izleyici kitlelerinde korku, tedirginlik ve güvensizlik yaratmayı amaçlıyor. Özellikle Batı kamuoyunda Türkiye’ye dair zaten var olan bazı önyargıları besleyen bu paylaşımlar, ülkenin tanıtımına büyük zarar veriyor. Oysa Türkiye’de her yıl milyonlarca turist son derece memnun şekilde tatilini tamamlayıp ülkesine dönüyor ve bu memnuniyet sessiz bir çoğunluk olarak istatistiklere yansıyor.
