TV başında ihtiyarlamaya niyetim yok

spot_img


‘Biz bu yaşlarda ağlarız’ adlı yeni şarkısı çok beğenilen usta müzisyen Mazhar Alanson, GÜNAYDIN’a konuştu. Geçtiğimiz yıllarda MFÖ grubu üyesi Özkan Uğur’u, kısa bir süre önce ise kızını kaybeden Mazhar Alanson, “Acım çok taze, yapabildiğim tek şey isyan etmemek oldu” dedi. Alanson, “Sahneden emekli olmayı düşünüyor musunuz?” sorusuna ise şöyle yanıt verdi: “Sahne ayrı bir heyecan. Bırakmam. Ayrı bir adrenalin. Fuat’ın (Güner) da benim de televizyon karşısında ihtiyarlamaya niyetimiz yok”

Dijital platformların öne geçtiği müzik sektöründe, albüm çıkaran müzisyen sayısı giderek azalıyor. Siz hâlâ albüm yapan az sayıdaki müzisyenden birisiniz…

Eski bir alışkanlık olsa bile albüm bir bütün resim gibidir. Single ise o resmin sadece bir parçasıdır. Sen şimdi şiir kitabı alsan ve sadece bir şiir okusan, o bütün kitabı anlatmaz. Albüm bundan dolayı çok önemli. Yurt dışında da birçok önemli isim hala albüm çıkartıyor.

Dünyada MFÖ gibi uzun soluklu gruplar yok denecek kadar az. Bu kadar uzun zaman dağılmadan müzik yapmayı nasıl başardınız?

Biz Fuat ile başladık sonra Özkan’ın gelmesiyle doğru adamlar birbirini buldu. Mühim olan doğru insanların birbirini bulmasıdır. İşte o zaman gruplar uzun soluklu oluyor. Müzik yaparken birbirimizi tamamlıyorduk. MFÖ’de seçtiğimiz bestelere üçümüzün de okey demesi gerekir. Solo çalışmada her şeye zaten tek başına karar veriyorsun. Müzik olarak onun yaptığını başkası da yapıyor sahnede ama Özkan yok. Varlığı önemliydi bizim için. Üç sene içinde üç konseri MFÖ adı altında yaptık, önceden alınmış işler vardı. Şimdi Fuat ile başka bir konsept düşünüyoruz. MFÖ ile güzel şarkılar yaptık. Gidene kadar da üretmeye devam ederiz.

Sahneden emekli olmayı düşünüyor musunuz?

Sahne ayrı bir heyecan. Bırakmam. Ayrı bir adrenalin. Fuat’ın da benim de televizyon karşısında ihtiyarlamaya niyetimiz yok.

MÜZİK EĞİTİMİ BİR ARTI

Müzik eğitimi sizce iyi bir besteci olmak veya iyi yorumcu olmak için ne kadar önemli?

Müzik eğitimi olması büyük bir artı. Çünkü bilen ile bilmeyen bir olur mu? Bir de yapay zeka gerçeği var. Yapay zekaya bir şey ısmarlıyorsun sana 40 dakikada beste yapıyor. Senin sesini şarkının içinden alıp, her tür müzik söylettirebiliyor. Bakalım ileride daha müzik alanında ve birçok meslekte neler olacak…

Hayat felsefenizi oluştururken en çok kimlerden etkilendiniz? Bu toprakların Yunus Emre, Mevlana gibi çok önemli değerleri var…

Destanımızdan, şairimizden, Yunus Emre’den, Karacaoğlan’ndan, edebiyatçılarımızdan… Hepsinden etkilendim. Kaliteli bir şarkı sözü yazmak kolay değil. Bunun için okumak, araştırmak gerekir. Bir sanatçının kalıcı olması için alt yapısının olması gerekiyor.

Bu toprakların sanatçısı olmak sizin gelişim sürecinizi nasıl etkiledi?

Biz Batı eğitimi aldık. Dolayısıyla bizi ilk Batı sanatçıları etkiledi. Sonra o dönemdeki plakçımız bizi ülkemizde tarihi bir geziye götürdü. Oradan dönüşte plakçımız “Siz Türkçe de söylersiniz” dedi. Ben zaten o gezi sonrası ‘Güllerin İçinden’i yaptım. Batı müziğinden bu kadar etkilenmiş biri neden böyle bir şarkı yaptı diye sorarsanız, şunu söylerim bu topraklarda doğmamızın etkisi. 30’undan sonra da kendi makamlarımızdan ve Türk şairlerimizden etkilendim. Sırf kafiye olsun diye şarkı da yazılmaz. Hem kafiye olacak hem de manası güçlü olmalı. Şarkı sözü yazmak derinlik gerektiriyor. Bu yaşımda mesela, benden ‘Peki Peki Anladık’, ‘Ali Desidero’ gibi şarkılar çıkmaz. Kendi yaşımın, kendi halimin durumunu yazıyorum artık. Zaten hiçbir zaman ticari kaygıyla şarkı yazmadık. Hangi şarkıların tutacağını da tahmin edemem. Mesela ‘Ele Güne Karşı’ için plakçımız bu tutmaz demişti. Ama çok tuttu. O şarkıyı çıkardığımızda da arabesk furyası vardı. 40 yıl sonra da Yüzyılın Albümü seçildi. Köşe taşı bir albümdür. Bir diğeri de Sarı Laleler’dir. Bu şarkının da tutacağını tahmin etmemiştim. Bizim önümüzdeki örnekler azdı. Bizden sonra birçok grup çıktı. Biz de biraz örnek olduk diye düşünüyorum. Hepsi de bir tarz getirdi. Mesela, Mor ve Ötesi, Duman gibi gruplar farklılık getirdi. Hem çalış tarzlarıyla hem şarkılarıyla. Rapçiler de Türkçe söyleyerek çok farklılık getirdi. Bir dönem İngilizce söyleyerek yurt dışına açılma hevesi vardı, biz de öyle yapmıştık. Ama şimdiki sanatçılar kendi diliyle söyleyerek dünyaya açılıyor. Selda Bağcan da Tarkan da Türkçe söylüyor ama dünyada çok ünlü. Bu çok hoşuma gidiyor. Bu açıdan ilerleme var. Yalnız ileride şarkıların altına ‘bu bir yapay zeka ürünü değildir’ diyerek not düşülmesi gerekecek.

Hayatınızın film olmasını ister misiniz?

Zor bir iş. Bazı yapılanlar eksik, bazıları şehir efsanelerinden alınma oluyor. Hepsinin doğru olması için Fuat ile teybin başına oturup tanışmamızdan itibaren anlatmamız gerekiyor. Fuat ile 16 yaşından beri tanışıyoruz. Özkan sonradan katıldı aramızda. Yaptıklarımız halk tarafından beğenilince bir daha da ayrılmadık. Sanatçı için önemli olan yaptığı işin halk tarafından beğenilmesidir. Biz de beğenilince devam ettik.

‘BİZ BU YAŞLARDA AĞLARIZ’ SÖZÜNÜ YILLAR ÖNCE DUYMUŞTUM

‘Biz bu yaşlarda ağlarız’ şarkınız çok beğenildi. Şarkının söz ve bestesi size ait. Bizimle bu şarkının hikayesini paylaşır mısınız?

Bazen şarkılara bir başlık koyarım ve o başlık beni söz yazmaya teşvik eder. Mesela ‘Biz Bu Yaşlarda Ağlarız’, ‘Mazeretim Var Asabiyim Ben’, ve ‘Ana Yalnızlar Garındayım’ başlıktan dolayı yazdığım bazı şarkılardır. Ama çoğu zaman da şarkıyı yazarım, sonra o şarkı sözünün içinden bir sözcük seçip öyle başlık koyarım. Biz bu yaşlarda ağlarız deyişini yıllar önce duydum, çok etkilendim ve defterime not ettim. Sonra da şarkıyı yazdım. Özkan ile belgeselde duygusal bir durum oldu, ben de o deyişi orada söylemenin tam zamanı diye düşünüp söyledim. Zaten şarkının sözlerini ve bestesini daha önce yapmıştım. Şarkının adını da ‘Biz Bu Yaşlarda Ağlarız’ koydum. Ercan Saatçi de düzenlemesini yaptı. Solo albüm öncesi tek şarkı olarak çıkardım.

TEK BAŞARABİLDİĞİM İSYAN ETMEMEK OLDU

Yakın zamanda kızınızı kaybettiniz, başınız sağ olsun. Bu süreci nasıl atlattınız?

Acım çok taze, bu konu hakkında konuşmaya hazır değilim. Tek başarabildiğim isyan etmemek oldu, yaşadığım kayıp karşısında zaten tevekkül etmekten başka çare yok. Çok zor, Allah düşmanıma böyle bir acı yaşatmasın.

BESTELERİMİZİ BAŞKA SANATÇILARIN YORUMLAYACAĞI BİR PROJE VAR

Bir röportajınızda “MFÖ grubunun diğer üyeleri kadar müzik bilgim yok ama birçok güzel şarkıya imza attım, ilham meselesi” demiştiniz. Beste yaparken nelerden etkileniyorsunuz genellikle?

Gitarla bestelerimi yaparım. Yaptığım bestelerin akorunu da notalarını da bilirim. Piyanoyu kendi kendime öğrendiğim kadarıyla bazı bestelerimi yapıyorum. Konservatuarda solfej dersimiz de vardı. Biz grup olarak kendi sözümüzü yazar, bestemizi yapar bir de icra ederdik. Bu tip sanatçıların sayısı az. Bizim bestelerimizi başka sanatçıların kendi yorumlarıyla seslendireceği bir proje hazırlığı da var. Şarkılarımızı söyleyecek sanatçılar umarım yorum getirir. 4-5 isim belli oldu. Bu işi sevmekle başlıyor her şey. Gece aklıma bir şey gelir, üşenmeden kalkar küçük defterime not alırım. O söz şarkı olmak için sırasını bekler. Matematiği bitmiş sözü de Fuat’a götürdüğüm vakit hemen besteler. Düzeltilmesi gereken bir yer olursa da üçümüz düzeltirdik. Üçümüzün birbirimizi tamamlaması bambaşkaydı.

ÖZKAN GİTTİKTEN SONRA FUAT İLE BİRBİRİMİZE DAHA DÜŞKÜN OLDUK

Uzun yıllara dayanan dostluğunuz vardı Özkan Uğur ile. Onun kaybı sizi manevi açıdan nasıl etkiledi?

Her gün konuşurduk Özkan’la. Hastalığı hakkında konuşmazdık. Bambaşka sohbetler ederdik. Yediğimiz, içtiğimiz ayrı gitmezdi. Sadece müzisyen olarak boşluk yaratmadı hayatımda. Manevi olarak da onun gitmesiyle büyük eksiklik hissediyorum. Fuat ile ara ara küstüğümüz zamanlar olurdu ama Özkan’ın yapıştırıcı rolü vardı. Özkan gittikten sonra Fuat ile birbirimize daha düşkün olduk. Eskiden her gün konuşmazdık ama şimdi her gün konuşuyoruz.

BÜTÜN KAZANDIĞIMIZI YİNE MÜZİĞE YATIRDIK

Şarkılarınızın kalıcı olmasının sırrı nedir?

Sade, herkesin anlayacağı, halkın gönlüne giren, herkesin kolaylıkla melodisini mırıldanabileceği şarkılar yaptık. Bir de kayıtlar iyi olsun diye yurt dışındaki prodüktörlerle çalıştık. Bütün kazandığımızı yine müziğe yatırdık. Bütün albümlerimize aynı titizlikle yaptık. Mesela bir şarkı sözünü bitti diye dosyaya koyarım sonra tekrar tekrar düzeltir, temize çekerim. Bütün şarkı sözlerimi en az 10-15 defa temize çekerim, gerisini artık siz düşünün. Özellikle Fuat ve Özkan için yazdığım şarkı sözlerine çok daha fazla titizleniyorum.



Source link

spot_img

benzer haberler

spot_img