Zafer sonrası büyük bir sofra kuruldu. Ancak Cladius’un, kale düşerken kuyulara fark edilmesi zor bir zehir karıştırdığı sonradan anlaşıldı. Zehir, bünyede geç etki gösterdiği için ilk başta fark edilmedi. Sofrada Cerkutay Bey’in eşi Ülgen Hatun, “Dilim damağım kurudu,” diyerek bacılardan su istedi ve hızla içti. Aynı su sofraya ve Osman Bey’in ailesine de götürüldü.
Bir süre sonra Ülgen Hatun sofrada fenalaşarak yere yığıldı. Şiddetli karın ağrısı yaşadığını söyleyen Ülgen Hatun, Alaeddin Bey’in müdahalesiyle şifahaneye kaldırıldı. Yapılan kontroller sonucunda suyun zehirli olduğu anlaşıldı. Bunun üzerine öfkelenen Cerkutay Bey, suyun temiz olduğunu ilan eden Hasan Bey’in üzerine yürüdü. Araya alpler girse de Cerkutay öfkesine hâkim olamayarak Hasan Bey’e yumruk attı.
Zehirli sudan içen Osman Bey de kendini kötü hissetmeye başladı. Tüm oba derin bir endişeye kapılırken, Ülgen Hatun gözlerini son bir kez açarak Cerkutay Bey’e veda etti: “Gazi, sana emanet. Yalnız kalmayasın. Balam, hakkını helal et. Birbirimizde çok hakkımız vardır.” Bu sözlerin ardından Ülgen Hatun hayatını kaybetti. Cerkutay Bey ve Gazi Alp gözyaşlarına boğulurken, oba büyük bir yas havasına büründü.
Mehmet Bozdağ’ın yapımcılığını üstlendiği, Ahmet Yılmaz’ın yönetmen koltuğunda oturduğu ve Burak Özçivit’in Osman Bey’e hayat verdiği ‘Kuruluş Osman’, bu bölümüyle sosyal medyada büyük yankı uyandırdı.