
HAFTANIN BİLİMSEL NOTU
KSİLİTOL TATLANDIRICI KALP HASTALIĞI RİSKİ YARATIYOR
Tatlandırıcı ister yapay olsun ister bitkiden elde edilsin adı üzerinde şekeri taklit eden kimyasaldır. O nedenle sağlıklı beslenmede alternatif kullanılması da mümkün değildir. Biliyorsunuz geçen yıl aspartam kullanımının bazı kanser türlerini tetikleyebileceği açıklanmıştı. Ve şu anda düşük kalorili ya da diyabetikler için pazarlanan sakız, çikolata, dondurma, yoğurt, reçel, marmelat, kek, kurabiye ve gazlı içeceklerde yaygın kullanılan doğal olarak nitelendirilen ksilitol yapay tatlandırıcının sağlığımızı tehdit ettiği ortaya çıktı. European Heart Journal dergisinde geçen hafta yayınlanan bir araştırma; ksilitolün kalp hastalıklarını geliştirebileceğini bizlere gösterdi. Ksilitol yulaf, mısır koçanı veya pamuk tohumunun kimyasal hidrolizi ile elde edilir. Şeker alkolü olup glisemik indeksi düşük olduğu için diyabetliler, zayıflamak isteyenler için hem aynen şeker gibi kristal formda hem de besin endüstrisinde hazır yiyecek, içecek yapımında yaygın kullanılan bir yapay tatlandırıcıdır. Ksilitol içeren içecek tüketen 3 bin kişinin 3 yıl boyunca takip edildi. Bu önemli araştırmada bireylerde trombozis, yani damar içinde pıhtı oluşumunu artışı gözlendi. Özellikle ksilitol içeren içeceklerin tüketiminden hemen sonra kan ksilitol seviyelerinin pıhtılaşma faktörlerini 1000 kat artırdığı doğrulandı. Ksilitolün vücuttan arınması yaklaşık 6 saat sürdüğünü unutmamak gerekiyor. Farklı yapay tatlandırıcılardan olan eritritolün de pıhtılaşmayı tetiklediği belirtiliyor.

HAFTANIN MUTFAK SIRRI
Peynir, ekmek, meyve, salça gibi besinlerde oluşan depo veya çürüme küfleri karaciğer hastalıkları ve karaciğer kanseri için risklidir. Genel olarak küflenmiş yiyecekler tüketime uygun değildir ancak bazı küçük faydalı bilgiler ile daha az zararlı hale getirilebilir. Peynir buzdolabında saklanmış ise ve peynirin miktarı küçük ve yüzeyinde gelişen küfün yaygınlığı geniş ise peynir tüketilmemelidir. Eğer küf peynir yüzeyinin küçük bir kısmında ise 3 cm ve biraz fazlası kesilerek yenilebilir. Bu arada küflü peynirler olan rokfor, konya küflüsü mikotoksin üretmediği için güvenle yenilebilir peynirlerdir. Salça eğer küflenmiş ise küf metabolitleri salçaya yayılır. O salça yenmemelidir. Salçada küf gelişimini önlemek için salça buzdolabında ya da serin bir yerde tutulmalı ve üst kısmı kapatacak şekilde zeytinyağı gezdirilmelidir. Taze meyvelerde bir kısım küf olmuşsa ve yaygın değilse küflü kısım 3 cm kalınlığında kesilerek yenebilir. Yoğurtta, kefirde ve sütte küf oluşursa yüzeyinden temizleyip geri kalanı temizlenmiştir düşüncesiyle kesinlikle tüketilmemelidir. Ekmek içinde aynı kural geçerlidir. Küfün ekmek yüzeyindeki yaygınlığı ve içeriden yüzeye doğru kısımdaki miktarı o ekmeği tüketip tüketmemeyi sağlar. Eğer sadece bir kısımda küf miktarı az ise 2.5 cm kalınlığında kesip geri kalan ekmek tüketilebilir. Unlarda oluşan küfte küf metabolitleri tüm una yayılmıştır, kullanılmaması gerekir. Turşu, reçel ve pekmez gibi sıvı yiyeceklerde oluşan küf yüzey ve alta doğru akışkan şekilde yayılabileceği için tüketilmemelidir. Size tavsiyem besinleri uygun şekilde saklamak küflenmemesini sağlamaya çalışın küflü besinlerden uzak durun.


















