
CUMHURİYET SAVCISI MÜŞTEKİ YAVUZ ENGİN’İN İFADESİ
İddianamede beyanına yer verilen müşteki Yavuz Engin, adliyede katibiyle çalıştığı sırada şikayetçi olduğu şahsın kendisini Whatsapp üzerinden aradığını, geçen konuşmada sanığın kendisine “Suikast planının devam ettiğini, yürütmüş olduğu Yenidoğan Çetesi dosyasından tutuklu olan Tuğçe Toptemel’i tahliye etmezse eylemi gerçekleştireceklerini ve kendisine zarar vereceklerini” söylediğini belirtti.
Sanık Arslantatar’ın devlet büyüğü olarak bahsettiği sanık Zengin ile makamına geleceklerini söylediğini aktaran Engin’in ifadesinde, şunlar yer aldı:
“Konuşma sonrasında hemen katibim Oğuzhan ile tutanak tutarak dosyama koydum. Tutanağı iki ıslak imzalı olarak hazırladım. Birini sunmak istiyorum. Ayrıca kendimi başka türlü ifade edemeyeceğimden ve başka delilim olmadığı için söz konusu suç içerikli konuşmayı kayda aldım. Kayıt telefonumdadır, en kısa sürede dosyaya ibraz edeceğim. Ayrıca mesaj atarak ‘16.00 gibi yanında olacağız’ dedi. Konuşmasında devlet büyüğü olarak bahsettiği kişinin de bana suikast planlayan kişilerle ortak hareket ettiğini düşündüğümden, şikayetçi olduğum avukatın yanında gelecek olan bu kişi ve kişilerden de şikayetçiyim. Tehdidi yapan kişilerin kişisel bilgilerime nasıl eriştiğinin, yakın çevreme, aileme ilişkin bilgilerin nasıl elde edildiğinin araştırılmasını talep ediyorum.”
“GÖRÜŞMEDE SAVCININ ODASINDA SES VE GÖRÜNTÜ ALAN CİHAZ OLDUĞUNU BİLMİYORDUK”
İddianamede ifadesine yer verilen sanık Aylin Arslantatar ise Zengin’i tanıdığını, tanışıklıklarının iş ve sosyal arkadaşlıktan ibaret olduğunu belirtti.
Tuğçe Toptemel’i tanımadığını öne süren Arslantatar, “Savcı Yavuz Engin yaklaşık 7 senedir görüştüğüm yakın arkadaşımdır. Çok samimiydik. Kendisiyle yüz yüze veya sosyal medya uygulamaları üzerinden yazışma ve konuşmalarımız olur. Engin’in takip ettiği bir soruşturmadan dolayı tehdit edildiğini Mustafa Kemal’den duymuştum. Savcı beyle kendisini uyarmak ve tedbir almasını sağlamak amacıyla görüştüm.” beyanında bulundu.
Arslantatar, Zengin’in anlattıklarından korkup savcı Engin ve ailesine zarar geleceğini düşündüğünü iddia ederek, “Tek amacım, yakın arkadaşım olan savcı ve ailesinin zarar görmesini engellemektir. Görüşmede savcının odasında ses ve görüntü alan cihaz olduğunu bilmiyorduk. İçeride samimi bir ortam oluştuğu için kendimizi sıkmadan art niyetsiz konuştuk. Mustafa Kemal Zengin savcıya takip ettiği dosyayla ilgili konuşmalar yaptı. Ancak bu planlı bir konuşma değildi.” ifadesini kullandı.
SANIK MUSTAFA KEMAL ZENGİN’İN İFADESİ
İddianamede ifadesine yer verilen sanık Mustafa Kemal Zengin de sanık Aylin Arslantatar’ı 3-4 yıldır tanıdığını ve aralarında gönül ilişkisi olduğunu belirtti.
Savcıyı kesinlikle tehdit etmediğini öne süren Zengin, “Savcıyla görüşmek için kimseden talimat almadım. Savcı beyin ailesi hakkında söylediğim bilgileri arkadaşım Yavuz Çelik’ten duydum. Ben devletine, milletine bağlı bir vatandaşım. Görüşmede samimiyetten dolayı üslup hatası yapıp yanlış anlaşıldığını fark ettim. Pişmanım, Türk milletinden ve sayın savcımdan özür diliyorum. Olay tamamen iyi niyetimden kaynaklanmıştır.” beyanında bulundu.
48 YILDAN 100 YILA KADAR CEZA İSTEMİ
Hazırlanan iddianamede, örgüt elebaşı Mustafa Kemal Zengin ile örgüt yöneticileri Aylin Arslantatar ve Gökhan Güler hakkında “kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak öldürmeye teşebbüs”, “suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak”, “yargı görevini yapanı etkilemeye teşebbüs”, “var olan ya da varsayılan suç örgütlerinin isimlerini kullanarak birden fazla kişiyle birlikte tehdit”, “Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’na muhalefet”, “ruhsatsız silah taşıma ya da bulundurma”, “özel hayatın gizliliğini ihlal”, “kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak” suçlarından toplam 48’er yıldan 100 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası talep edildi.
İddianamede, örgüt üyeleri Baki Çelik, Yavuz Çelik, Zeynep Kaman, Muhammed Emin Orhan ile kamu görevlisi olan sanıklar T.A, M.D, M.B, M.E.Y, İ.K. ve M.G’nin de, “kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak öldürmeye teşebbüs”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma”, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak”, “yargı görevini yapanı etkileme”, “özel hayatın gizliliğini ihlal etmek”, “suç örgütlerinin isimlerini kullanarak birden fazla kişiyle tehditte bulunmak”, “istihbarat faaliyetiyle ilgili bilgi ve belgeleri elde etmek”, “kişisel bilgileri, hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak”, “ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma” ve “örgüte bilerek isteyerek yardım etme” suçlarından değişen oranlarda hapisle cezalandırılması istendi.
Değerlendirilmek üzere gönderildiği Bakırköy 21. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianame


















